“Rakiplerinizden daha hızlı öğrenebilme yeteneği onlara karşı kazanabileceğiniz tek kalıcı avantaj olabilir” - Arie Geus
Bilgi mi? İstihbarat mı?
Bilgi çağında yaşıyoruz ve bilgiye erişimde hiç olmadığı kadar çok araç ve kaynak tarafından destekleniyoruz. Bu da bilginin eksik, yanlış, taraflı ve saptırılmış olma özelliğini de beraberinde getiriyor. Artık mesele, bilgiye ulaşmak değil “doğru bilgiye ulaşmak” olarak evrilmiş durumda. Bilginin bu kadar yaygın ve açık olması gizlilik problemini de beraberinde getiriyor.
Bugün bireysel gizliliğimizin yanı sıra işimiz konusunda da gizliliğe olan hassasiyetimiz artmış durumdadır; zira teknolojinin gelişmesiyle birlikte iş dünyası daha küresel hale gelmiş ve gün geçtikçe pazarlar daralmış, rekabet artmıştır. Dolayısıyla firmalar hem kendilerini koruma hem de rekabette üstünlük sağlama amacıyla bilgiye sahip olmak ve bilgiyi kontrol etmek için büyük çaba sarf etmektedirler.
Bilgi: Olgusaldır, özel ve tüzel kişiler hakkında bağlantısız verilerdir. (sayılar, istatistikler, vs.) Bilgi çoğu zaman bize bir olayı anlatır gibi gelir ama aslında anlatmaz. Ne kadar açık ve doğru olursa olsun sadece bilgiye dayanarak doğru kararlar veremeyiz…
İstihbarat: Harekete geçiricidir. Derlenmiş bilgiler bütünüdür. Bilgilerin süzülmüş, ayrıştırılmış ve analiz edilmiş toplamıdır ve istihbarat bilgiden farklı olarak aksiyona yönlendirir.
Ülkelerin siyasi ve askeri alanlarda proaktif davranabilmeleri için istihbarata ne kadar önem verdikleri malum. Şirketler ise aynı amaçlarla kendilerini hem savunmak hem de harekete geçmek için rekabet istihbaratı sistemini kullanmaktadırlar.
“Düşmanı ve kendini tanıyorsan, yüz savaşa da girsen tehlikeye düşmezsin. Düşmanı tanımayıp kendini tanıyorsan kazandığın her zaferden yara alarak çıkarsın. Ne kendini ne de düşmanı tanıyorsan, girdiğin her savaşta mağlup olursun” – Sun Tzu
Milattan önce 2500 yılında yaşamış olan Çinli Komutan Sun Tzu, savaşmadan galip olmanın felsefesini daha o zamanlar oluşturmuştur. Yazmış olduğu “Savaş Sanatı” adlı kitabını bugün askerlerden çok iş adamları, politikacılar ve ekonomistler okumaktadır. Yani aradan geçen onca zamana rağmen mantık hala çok basit ve geçerli: Bilgi Güçtür! Derlenmiş ve analiz edilmiş bilgi ise başarının anahtarıdır…
Gelelim Dış Ticaret İstihbaratı’na…
Dış ticaret İstihbaratı, Rekabet İstihbaratının dış ticaret hedefleri açısından ele alınmasıdır.
Tam bu noktada, “ihracatçılarımızın en önemli ihtiyaçları nelerdir?” diye bir soru soralım… Aslında yanıt çok net:
Ürünleri için en doğru pazarları tespit edebilmek ve hedef pazarlardaki rakip firmalar ve müşteriler hakkında bilgi toplayıp bu bilgiyi doğru analiz ederek rekabet koşullarına uygun stratejiler geliştirmek.
İhracatçılarımızın bu ihtiyaçları karşılandığında rekabet avantajı sağlamak ve doğru pazara doğru ürünü sunmakla beraber ihracat rakamlarında artış yakalanması işten bile değil…
Son olarak, rekabet istihbaratının önemli bir parçası olan dış ticaret istihbaratı, artık önemli bir uzmanlık alanı haline geldi. Odamız, bu konudaki çalışmalarını profesyonel bir ekiple birlikte güvenilir teknik bir alt yapı hazırlayarak ihracatçı üyelerinin hizmetine sundu. İhracatçılarımız ve dış ticaret konusunda faaliyette bulunan işletmelerimiz söz konusu istihbaratı hızlı, doğru ve tecrübeye dayalı kesin bilgi ve yönlendirmeyle birlikte nokta atışı ihracat ya da ithalat hedefiyle Odamız bünyesinde kurmuş olduğumuz Dış Ticaret İstihbarat Merkezi aracılığı ile rahatlıkla edinebilirler ve kendi başarı hikâyelerini yazabilirler.
Detaylı bilgi ve iletişim için: www.gtoticariistihbarat.org
Gülbin Çalışkantürk
Gaziantep Ticaret Odası Genel Sekreter Yardımcısı